Herkese merhabalar:)
Bu gün babaannemden söz edeceğim size.Adını taşıdığım,maharetli,Osmanlı kadını babaannemden..
Babaannem deyince ilk aklıma gelen ; her sabah erkenden, pencerenin önündeki divanın üzerinde bağdaş kurarak oturan, önündeki rahleden mırıl mırıl kuran okuyan, zarif,uzunca boylu bir görüntü gelir..
Beş erkek çocuğa sahip olmasına rağmen, gelinleri kız çocuk doğurduğu zaman onlara küsen,kızan gelenekçi bir babaanne..
Kız torunlarından en çok beni sevdiğini düşündüğüm ( adını taşıdığım ve ilk torunu olmam nedeniyle) bir babaanne..
Biraz otoriter,tutumlu ,bütün evi yöneten,inatçı bir babaanne..
Çok becerikli,yaşadıkları köydeki genç kızların gelinliklerini dikecek kadar becerikli bir babaanne..
Babaannem deyince ikinci aklıma gelen de ,elle çevrilen Singer dikiş makinesinin başında oturmuş,tıkır tıkır dikiş dikmesi gelir. Eskileri bozar,kız kardeşime ve bana elbiseler,o zamanlar çok moda olan jileler dikerdi.O dikiş makinesini de bana miras olarak bırakmıştır..Evde yeteri kadar yer olmadığı için eşimin ofisinde saklıyorum.Yoksa fotoğrafını paylaşabilirdim sizinle..Ama o makineyle dikilmiş bir bohça paylaşacağım ..Kırk yama yöntemiyle yapılmış bir bohça.Tam elli beş yıllık.Annem nişanlıyken anneme yapmış..Geçen yıl Antep'e gittiğimde annem bana hediye etti.Amacına uygun, bohça olarak kullanıyorum bende ,zevkle.... Ama az önce fotoğrafını çekerken düşündüm,kenarlarını rengarenk ponponlar veya püsküllerle süsleyip yazlıkta masa örtüsü olarak kullanabilirim..
Her el işini öğrenmeye çalışan,gayretli bir babaanne..ben de ona benzediğimi düşünüyorum.Ölmeden bir hafta önceydi, kadıncağız hasta yatıyor.Ben de 13 yaşındayım ,aldım elime bir iplik ve bir mekik.
_Kalk nene, illa bana mekik oyası öğreteceksin. Kadıncağız kalktı,çabaladı..dedim ya kız torunlardan en çok beni severdi diye :) ama yapamadı,çok halsizdi..
Bizim zahter adını verdiğimiz,kahvaltıda tükettiğimiz bir baharatımız vardır.Zahter ( yabani kekik),susam,kavrulmuş karpuz çekirdeği ve çeşitli baharatlarla karıştırılan toz halinde bir yiyecek.Ekmek önce zeytin yağına sonra da zahtere batırılır ve afiyetle yenir.Gelelim babaannemle ilgisine; gerçekten çok güzel yapardı.Her işinde olduğu gibi bunda da çok titizlenir,her malzemeyi kendi elleriyle hazır ederdi..
Hasılı severdim babaannemi,o ölürse ben ne yaparım diye oturup ağladığımı hatırlıyorum bir de..
Mekanın cennet olsun Zehra Nene..
Bu da nenemin yaptığı kırk yama bohça..
Sevgilerimle Zehra
7 yorum:
Selam adaşım, Ne güzel anlatmışsınız babaannenizi. Çok da güzel kırkyama.
Babaannene rahmet, sana da uzun ömürler olsun örtmenim :)
Hoş geldiniz sevgili Zehra :) Teşekkürler,sevgiler..
Canım örtmenim çok teşekkürler :)Hepimize inşallah..
Allah rahmet eylesin. Babaannem bizde kalırdı. Babam en küçük evladıydı. Beni çok severdi, bir de amcamın kızını çok severmiş, adını da zaten ona vermişler, ilk torun diye:) Erkek kardeşimle de geçinemezlerdi. Sanki babaanne torun değil, rakip takımın oyuncularıydılar. Birbirlerinin canını sıkacak, rahatlarını kaçıracak şeyleri yapar dururlardı. Şimdi anar anar güleriz. Allah bütün ölenlerimize rahmet eylesin. Hayat bu işte, arkasından iyi anılan bir insan, bu dünyadaki görevini iyi tamamlamış demektir. Bizlere de böylesi nasip olsun, bizi de iyi ansınlar dilerim ki. Sevgiler, selamlar.
Hoş geldin sevgili Nurten..Güzel dileklerine katılıyorum,umarım bir gün bizi de iyilikle yad eden torunlarımız olur :) Sevgiler
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın. İyilikler, iyi şekilde anılıyor. Ne mutlu o'na...
Yorum Gönder