HOŞGELDİNİZZZZZEHR@

hepsüslüydüm...SÜSLÜ BLOGA HOŞGELDİNİZZZzehr@





27 Aralık 2009 Pazar

Mutlu Yıllar..




Koskoca bir yılı daha bitirdik, ne güzel..
Güldük,ağladık, sevindik, umutsuzluğa kapıldık, umutlandık, korktuk,endişelendik..devam ettik hayata ne güzel..
Sağlıkla, huzurla, bereketle, insanca devam edelim yaşamaya..
Dostlar..hepinizin yeni yılı kutlu ve istediğiniz gibi olsun..

Zehr@

17 Aralık 2009 Perşembe

Kartal Ekollojik Pazarı Açılıyor..


Yaşasın !!! Artık bizim tarafta da Ekolojik Pazar açılıyor. Sevgili Mutfakta Zen çok teşekkürler bu duyurunuz için. Sayenizde bilgilendim, bilgilendirdim...

Ayrıntılı bilgi için tıklayın efenimmm


Fotoğraf bizim zeytin ağacımızdır, tamamen ekolojiktir efendim..

Sağlıkla kalın Zehr@

13 Aralık 2009 Pazar

Güneşle Aydınlananlar..

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme…
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!!

Şems’in gidişinden sonra Hz. Mevlana’nın dilinden dökülen sözler....





Bilgi dolu bir haftasonu geçirdim, ne mutlu bana..
Cumartesi ve pazar günlerinde sabah 10 ile 16 arasında '' Uluslararası Şems-i Tebrizi Sempozyomuna (Güneşle Aydınlananlar) katıldık.Hamdım, piştim, yandım!” diyen ve Şems-i Tebrizi’den önceki dönemini “Hamdım” diye nitelendiren Mevlânâ’nın daha iyi anlaşılabilmesi ve Şems-i Tebriz'nin daha iyi tanıtılması adına çok iyi organize edilmiş, harika bir sempozyumdu.Katılımcıların bilgisine sağlık.Eğer Konya yakınlarındaysanız yarından sonra aynı sempozyumun orada olacağını size bildireyim.Lütfen gidin..
Katılımcılar ve tebliğleri şöyleydi;

Adnan Karaismailoğlu - Türkiye, Kırıkkale
"Makalat-ı Şems'deki Mevlânâ"

Arif Naushahi – Pakistan, Lahore
“Shams Tabrızı life history; as told by Abdul Wahab Hamadani in Sevakibu’l Menakib (Composed: 947/1540)”

Camille Helminski – ABD, California
"Being a Person of Paradise: Reflections on the Teachings of Shams of Tabriz"

Carl Ernst - ABD, California
"Shams-i Tabrizi and the Sufi tradition."

Cemâlnur Sargut – Türkiye, İstanbul
"Hz. Şems'in Aşk Anlayışı"

Esin Çelebi – Türkiye, Konya

Hülya Küçük – Türkiye, İstanbul
"Sırr-ı Hz.Şems veyâhud Şems-i Sırr"

Mahmut Erol Kılıç – Türkiye, İstanbul

Ghulam Moeen Uddın Nızam – Pakistan, İslamabad
“Studies on Shams-e Tabrizi in the Sub- Continent”

Muhammed Ali Movahhid – İran, Tahran

Mustafa Çakmaklıoğlu – Türkiye, Kayseri
"Şems Mevlânâ buluşmasının tasavvufî tecrübe açısından değeri"

Naci Bakırcı – Türkiye, Konya

Nuri Şimşekler – Türkiye, Konya
“İki Beden Tek Gölge: Mevlâna Celâleddin-i Rumi ve Şems-i Tebrizî”

Omid Safi – ABD, Chapel Hill NC

Osman Nuri Küçük - Türkiye, Kayseri
“Hz. Mevlânâ’nın Tasavvufi Meşrebi ve Sülûk Anlayışında Şems’in Tesiri”

Pari Saberi - İran, Tahran
“Uçan Şems: Şems ve Mevlânâ’nın Görüşmesine Bir Bakış”

Selahattin Çelebi - Türkiye, Konya

Semih Ceyhan - Türkiye, İstanbul
"Şems'in Gaybûbeti, Mevlânâ'nın Huzûru: Mesnevî ve Osmanlı Şerhlerine Göre Şems-i Tebrîzî"

Takeshita Masataka – Japonya, Tokyo
"Shams-e Tabrizi and The Philosophers"

Tofigh Hashempour Sobhani - İran, Tahran
“Life and Death of Shams-al-Din Tabrizi”

Tuğrul İnançer - Türkiye, Konya

Yakup Şafak - Türkiye, Samsun

Sempozyum Haliç Kongre Merkezi'ndeydi.Orası eskiden mezbahaydı, çok kötü bir durumdaydı.Bunu düşünen ve hayata geçiren her kimse veya hangi kurumsa kutlamak gerekli.Çok güzel olmuş gerçekten.Halicin dibinde , karşısında Pier Loti, önünde Sadabad kayıkları.

Sempozyum uzun sürdüğü için verilen molalarda fırsat bilip hemen yakındaki Rahmi Koç Müzesi'ne ve Miniatürk'e gittik.Seyredin bakalım..

Önce Koç Müzesi'nden görüntüler;


Sonra da Miniatürk görüntüleri..







İyi haftalar dostlar..

Aşk olsun :)) Zehr@

5 Aralık 2009 Cumartesi

Fark Etmek Lazım...


Bugün de bu şiiri paylaşmak istedim dostlarla.

"Düşüncelerine dikkat et;

Sözlere dönüşüyorlar,

Sözlerine dikkat et;

Eyleme dönüşüyorlar,

Eylemlerine dikkat et;

Alışkanlıklarına dönüşüyorlar,

Alışkanlıklarına dikkat et;

Kişiliğine dönüşüyorlar,

Kişiliğine dikkat et;

Kişiliğin kaderin oluyor!"

Frank Outlow


Güzel bir uyarı değil mi?

Zehr@

30 Kasım 2009 Pazartesi

Bayramdan Anılar...



Dört günlük bayram tatili ne iyi geldi hepimize.Dinlendik, gezdik, büyüklerimizin ellerinden öptük, küçüklerimiz ellerimizi öptü.Her güzel şey gibi çabucak bitti, yarın iş başı :(((
Burnumuzun hemen dibinde olmasına rağmen en son 15 yıl önce gittiğimiz, Prens Adaları'nın en büyüğü olan Büyükada'ya gittik ikinci gün. Prens Adaları olarak anılmalarının nedeni Bizanslılar zamanından beri saray mensuplarının sürgün yeri olarak kullanılması olan adaları görmelisiniz sanki Güney'de bir tatil beldesi.İğne atsan yere düşmez bir turist kalabalığı.Sokak aralarında müzik yapan guruplar.Faytonlar, eşekler,martılar, iyot kokusu.Aya Yorgi'ye çıkış ve iniş.Yaşadığımız yeri dürbünle karşıdan seyrediş.İyi geldi Büyükada gezisi, özlemiştim..










Üçüncü ve dördüncü günü ise sinemaya ayırdık.
Yılmaz Erdoğan'ın Neşeli Hayat'ını ve Ezel Akay'ın 7 Kocalı Hürmüz'ünü izledik.Neşeli Hayat çok umduğum gibi değildi, en azından Vizonteleler kadar başarılı değildi.Ezel Akay'ı ise kutluyorum.Tam bir dönem filmi gibi çekilmişti.Görselllik, müzik, kıyafetler ve takılar muhteşemdi.Hele Nurgül Yeşilçay çook güzeldi.Mutlaka izleyin.
Ha bir de üçüncü günün sabahında saat sekizde, Aydos ormanlarında sağanak yağmur altında, kahvaltı yaptık dostlarımızla.Çok güzeldi, paylaşmak istedim sizinle :))
Hadi bakalım yarın işe gideceğiz, iyi geceler, iyi hafta başları..Sevgiler hepinize..

Dip Not; Birinci ve üçüncü foto netten alıntıdır.

Zehr@

24 Kasım 2009 Salı


Öğretmenlik...
Onurlu, saygın hakettiklerinin sadece bir damlacığı ile yetinen, bundan da hiç şikayet etmeyen bir meslek grubu daha var mıdır ülkemizde? Vardır elbet ama o grupların da temelini öğretmenler atmaz mı?
Hangi meslek grubunda '' öğretmenim'' diye seslenir? Kim bu kadar sahiplenilir? Sahiplenirler çünkü bazen akan burnuna mendil oluruz, aç karnına yemek oluruz, kalem oluruz defterine..Parmağı yaralanırsa öperiz geçer, annesi almaya gecikirse bekçisi oluruz bahçede..Bazen sadece sarılmak ister, olmayan anacığını yerine koyar bizi..
Oya oya işleriz onları..Üçü beşi bir arada oratorya okur öğretmenler gününde sahnede, gözünüzden düşen iki damla yaşa engel olamazsınız, gurur duyarsınız onlarla.Bak şunları ben mezun etmiştim dersiniz yanınızdakilere..
Kimi çok uzaklardan arar, kimi müzisyen, kimi tiyatrocu, kimi mühendis olacaktır.Bulurlar sizi facebooktan :)) Koca koca adamlar , güzel güzel genç kızlar olmuşlardır.Öğretmenim beni hatırladınız mı? Ben şu şu yıllarda şu şu okulundaydım hani..Nasıl unuturuz sizi, insan çocuğunu unutur mu? Bir de yalan söylerler acıcık, öğretmenim facede fotoğraflarınıza baktım, hiç değişmemişsiniz :)) Sizi küçük yalancılar..
Örtmenlerimmmm hepimizin günü kutlu olsun.

19 Kasım 2009 Perşembe

Merhaba


Sevgili Günlük,
Uzun zaman oldu gene,
Merhaba demiyeli sevgili dostlara..
Merhaba size :)
En sevdiğim çiçekler olan papatya, menekşe, renk renk kır çiçeklerinden oluşan bir buket yapsam, sevgili Ayşegül'ün kapısını çalsam..Off ya Zehra abla gelmiş dese :)) Bana mis kokulu kahve yapsa, sohbet etsek..Ona , emekli olunca Gökçeada'da butik bir otel veya şık bir cafe işletmek benim hayalim desem, gelip benimle çalışır mısın desem? :)) Tahammül edemediğim şeylerin başında sinsilik geldiğini söylesem..Kendimi çok sevdiğimi ,kendimde sevmediğim bir huyum olmadığını söylesem güler mi acaba bana? :))

Ertesi günde sevgili Sokak Kedisi'ne gitsem,
Giderken genleriyle oynanmamış mis kokulu güllerden bir buket yapsam.Fırından yeni çıkmış ekmekler ve simitler götürsem ona. Kağıt torbada götürmeliyim plastik kokusundan nefret ediyorum. Maydanoz ve sarımsak kokusunun birbirine çok yakıştığını anlatsam , bir de çiğköfte yoğursam arkadaşıma..Anne kokusu, baba kokusu, oğluşumun kokusu, sevdiğimin kokusu ve temizlik kokusunu dayanılmaz bulduğumu anlatsam..
Doğal olmayan bütün kokulardan ve sigara kokusundan nefret ettiğimi hatta bu kokuların astımıma çok dokunduğunu söylesem. Bunları anlatırken kırk yıl hatırı kalacak, benim için sabahın müjdecisi, sohbetlerimin eşlikçisi, sunumlarını bir ritüel haline getirdiğim bizim kahvemizden yapar mı acaba?

Sevgili Ayşegül ve sevgili Sokak Kedisi umarım mim konularınızı yanıtlayabilmişimdir :) Kocaman sevgilerimi yolluyorum herkese...

Zehr@

10 Kasım 2009 Salı

Atatürk'üm


Seni andık bugün, emanetçilerin sana şiirler okudu, sevdiğin şarkıları söylediler...Ben yine hüzünlendim sirenler çalınca...Rahat uyu e mi....

Sayende seçen,seçilen , öğrenen, öğreten, Türk olmaktan gurur duyan çağdaş kadınlarından biri Zehr@

1 Kasım 2009 Pazar

Safranbolu- Amasra





3o Ekimin tatil olmasını fırsat bilip düştük yollara can dostlarla..Bu kez rotamız Safranbolu ve Amasra'ydı.Ben daha önce gitmiştim.Bu kez eşim ve can arkadaşım Sevcan için gittik.Sevcan'ın eşi de daha önce gittiği için ikimiz rehberlik ettik diğerlerine..
Gezip gördüğüm yerlerde bana ilginç gelen görüntüleri kadraja hapsetmeyi ve sonra sizlerle paylaşmayı seviyorum.

Buyrun önce Safranbolu;


Evlerin orijinal dokusu böyle.

Koruma altına almak amacıyla yapılan restorasyon çalışmalarından sonra çoğu bu haldeler.
Müze olarak ziyaretçilerini bekleyen konaktan kareler...





Haydi biraz da çarşısını gezelim;



Her ne kadar dükkanları Çin mallarıyla doldurmuş olsalar da ilginç dükkanlar halen var :(
Safranbolu lokumcuları ( safranlı ve türlü çeşitli ), gözlemeciler, ağaçtan maket Safranbolu evleri satan dükkanlar, kilosu on milyara safran satan dükkanlar.Yerli halk bir kilo safran için 2-3 dönüm kadar tarla gerektiğini söyleyince neden bu kadar pahalı olduğunu anlayabilirsiniz..Bakırcılar, dokumacılar, keçeciler..Keçecilik yok denecek kadar az :(

Antikacılar,




Sahlepçi,

Sahlepi ilk kez bu halde görünce tanıyamadım tabii ki ...

Vallahi bunlar kazma mı yoksa balta mı bilemedim ama kedicik oraya çok yakışmıştı :)

Çarşının içindeki Akçasu Kanyonu;
Safranbolu kanyonlar üzerine kurulu...


Güvercinler mesken tutmuş Akçasu Kanyonunu...

Çok gezdik biraz mola vermeli.Bu molaya gül kokulu sade kahveler, barış isteyen tavşan kanı taze çaylar eşlik ettiler.Kahvenin sonunda ise karadut şerbeti iz bıraktı damakta...



Akşam olmadan Amasra'ya varmalı..Dünyanın Gözü'nü Bakacak Tepesi'nden şöyle bir görmeli..

Odamızın tam karşısındaki manzara, yataktan hafifçe başınızı kaldırdığınızda muhteşem Karadeniz size'' günaydın'' diyor..

_Günaydın günaydın Amasra:) Sokak sokak gezmeli fotoğraflar çekmeliyim blog arkadaşlarıma..

Kemere Köprüsünden başlayalım mı?




Amasra sokaklarından estanteneler...


Eskileri değerlendirmeyi çok seven ben bunları çekmeden edemezdim.Eskimiş çizme ve çoraplarınızı, çaydanlıklarınızı, tencerelerinizi ve postallarınızı atmayın efendim, çiçek ekin koyun bir kenara.. Hatta eskimiş klozetlerinizi de koyun sokağın bir köşesine, doldurun çiçeklerle :)) Çok güzeldi ,bayıldım..




Nasıl güzel değil mi? Kendiliğinden gelip poz verdi bana....


Akşam oldu, balık rakıya bu şahane salata arkadaşlık etti...

Sevgilerimle Zehr@